en son gerçekten mutlu hissedilen an

  • hatırlamıyorum. çünkü yaşadığım bir çok mutluluk tamamen yalanmış. onları silince geriye birşey kalmıyor...

  • doğum günümde kök hücre bağışı için verdiğim kanın başka bir hastayla 10/10 uyumlu olduğunun haberini aldığım gün. eve gidince mutluluktan ağlamıştım. umarım en kısa sürede nakil gerçekleşir ve en azından bir kişi sağlığına kavuşur.

  • geçen gece benzinlikteyim. lanet olası sigara olayı için girip çıkacağım. araca geri dönerken biri arkadan ismimle 'abi' diye seslendi.

    dönüp baktığımda sima tanıdık geliyor ama çıkaramıyorum. sonra kendisini tanıttı. eleman 17 yaşlarında zayıf esmer bir delikanlı. kendisiyle uzun uzun 3-4 kere sohbet etmişliğimiz var. ama baya güzel ve sohbetimiz olmuştu. bir iki ufak paylaşımımız da oldu kendisiyle. kendisini küçükyalı çocuk esirgeme kurumunu ziyaretlerimde denk geldikçe konuştuğumuz delikanlıydı. o zamlar 13-14 yaşlarındaydı. unutmamış. bir de insan gibi insan olmuş hani. gördüğü için sarılıp ağladı. teşekkür edememiş o zamanlar şimdi teşekkür etmek istedi.

    tarif edemediğim bir mutluluk yaşadım. sizin için basit bir şey başkalarına çok fazla anlam katabiliyor.

    sonra telefonumu vermek istedim. bir sıkıntın ihtiyacın olursa ararsın dedim.

    'yok abi hiç bir isteğim. almayayım telefonunu zaten ben de kullanmıyorum. şimdi aramak isterim ararım açmazsın. duygusal adamım ben gönül koyarım istemeden.' diyince düşündürdü herif. dedim şu adamın olgunluğuna erişemedim. neyse oturduğum siteyi gösterdim uzaktan. dedim olurda lazım olurum güvenliğe söyle yeter dedim. sarıldık ayrıldık.

    mutluluk ne diye sorarlarsa o andan beri bu geliyor aklıma.

  • mutluluk ne la? ahahahah

  • sabah oğlana waffle yaptım.

    beyefendi muz istemiyomuş içinde. ona amele waffle'ı yaptım sadece nutellalı.

    muzlu blueberry'li mis gibi waffle'ı da ben yidim. oh.

  • mersin sahilinde, sabahın kurşuniliğinde denize karşı şafağın sökmesini beklerken, bir köpeğin yanıma gelip oturması ve şafak sökene kadar oturduğu yerde yarı mahmur bir eda ile çenesini yere yaslayıp benimle beraber denizi izlediği andı. ürküp gider diye başını okşamaktan bile çekinmiştim.

  • bugün kemoterapinin birinci aşaması biten eşimi hastaneden çıkarıp kucağımda eve götürmeden önce küçük bir kaçamak yaptım.

    arabayı falezlerin deniz gören yerine çektim.

    güneşin batışını görmek isterdim ama zaman öğle vaktiydi.

    arabanın içinde hiç konuşmadan birbirimize baktık bir süre. sonra bu sessizliği yorgun sesiyle o bozdu:

    "buraya neden geldik?"

    "seni çok sevdiğimi evde söylersem bu manzara kadar etkili olmaz diye..."

    "evimizde söyle. orası buradan daha güzel."

  • az önce 5 km kostuktan sonra yedigim 2 parça et sonrası. bütün gün birşey yememiş bünyeme ilaç gibi geldi.

    çocuğum olmuş gibi sevindim lan.

  • temmuz 2016.

    ocak 2016da kanser teşhisi alan annemin altı aylık kemoterapiden sonra temiz çıkmıştı sonuçları.

    o da mutlu olduğum son gün oldu zaten, bundan sonra da olacağımı sanmıyorum.

  • tanımadığın bir karşı cinsin merhaba deyip samimi davrandığı an

    aşırı asosyalliğin 23 yaşındaki öğrencinin bünyesine etkisi de diyebiliriz